
Güreşçiden lokantacı olur mu?…
Eski milli güreşçilerimizden Sadrettin Özden güreşe olduğu kadar lokantacılığa da tutkun bir insanmış. Sirkeci’de, eniştesinin lokantasında aşçılığı öğrenmiş. Günde 400 kilo kıyma yoğurur, köfte yaparmış. Güreşmek istediğinde eniştesi yan yan bakar, “Önce iş!” diyerek çıkışırmış. 1960 Roma Olimpiyatlarında ve Yokohama Japonya Dünya Şampiyonasında dünya dördüncüsü olmuş. Geçirdiği sakatlık sonrası güreşi bırakmak zorunda kalmış.

Bir taraftan güreş yaparken bir taraftan Ankara’ya gelen gariban ama yetenekli güreşçilerin de karnını doyurabilmek için açtığı lokantasını işletiyormuş. Dünyanın birçok ülkesinde ülkemizi temsil ederken kazandığı vizyonu ülke halkıyla paylaşmak için 1949 yılında Dağıstan Kebap adıyla bir lokanta açmış. Sadrettin Bey Dağıstan kökenli, Dağıstan’dan Yalova Güneyköy’e gelerek burada yerleşmiş, sonraki yıllarda bu köye birçok spor tesisi yaptırmış. 1960 yılında ortağı Muzaffer Özbeyoğlu ile Kebap 49 adıyla bir başka lokanta daha açmış. 1982 yılına kadar devam etmiş ortaklıkları. 1982’de Sadrettin Bey Kebabistan, Muzaffer Bey de Kebap49 adıyla yollarına devam etmişler. Dostlukları ise hep sürmüş. Sadrettin Bey güreş hayatı boyunca gezdiği ülkelerde lokanta sistemlerinden ve dünya mutfaklarından esinlenerek öğrendiklerini Türk mutfağı ile harmanlamış.
Kebabistan şu an maalesef faaliyetine devam etmiyor.