“Ne ka ekmek, o ka köfte”…
Köfteci Mustafa, 1912’de Yugoslav göçmeni Mustafa Topluoğlu tarafından kurulmuş. Tarihinde sadece 4 ay kapalı kalmış; ilki Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan askerleri Adapazarı’nı işgal edince 3 ay, ikincisi de 1999 depreminde 1 ay. İlk kurulduğu yer eski bir hanmış, 1947’de şu anki yerlerine taşınmışlar, o günden beri de aynı yerdeler. Köfteci Mustafa 1956’da ölünce dükkânı Alaaddin Sürekli devralmış. Alaaddin Bey, Köfteci Mustafa’nın kardeşinin kayınbiraderiymiş. Yani işletme aile dışına çıkmamış. Adapazarı ıslama köfteyi ilk olarak köfteci Mustafa yapmış. Başlarda pide kullanılıyormuş, 1965’lerde ekmeğe dönülmüş.
1991’de Alaaddin Bey vefat etmiş. Mekânı kızı Sevinç Hanım ve kız kardeşinin kocası, Köfteci Mustafa’nın kardeşi Salih Topluoğlu çalıştırmaya başlamış. Bu şekilde bir yıl kadar devam etmişler. Ondan sonra 1992 yılında Alaaddin Bey’in oğlu Akif Sürekli devreye girmiş. O günden beri mekânı Akif Bey işletiyor. Akif Bey çok mütevazı bir insan, “Dükkânı ben çalıştırmıyorum. 50 yıldır burada çalışan personelimiz çalıştırıyor,” diyecek kadar geniş gönüllü. Yılmaz Usta, Reşat Usta, Rami Usta buranın 50 yıllık personeli. Akif Bey “Bir de yeni personellerimiz var, 30 yıldır bizimle birlikteler,” diye espri yapıyor.
Akif Bey bir deyimin bu lokantadan çıkma olduğunu söylüyor: ”Ne ka ekmek o ka köfte.” Bu ıslama köfteye adını veren ekmeği yapmak köfteyi yapmaktan zormuş, çünkü ekmek kemik suyu ve baharat ile hazırlanan bir sosa batırılarak ızgarada kızartılıyormuş. Dolayısı ile ızgarayı tek başına dolduruyormuş. Diğer köftecilerde köfte kıymetliyken burada ekmek kıymetli. Bazen gençler yine diğer köftecilerdeki gibi, “Abi bütün ekmeğe 2 köfte koysana” dediklerinde, Usta “Olmaz, ne ka ekmek o ka köfte” dermiş. Laf böylece yayılmış.
İşletmede sunulan diğer ürünler: piyaz, işkembe çorbası ve şıra. Dükkanın eski müşterileri köftenin porsiyonunun 100 para olduğu zamanki alışkanlıkla hala köfte isterken “100 paralık” diyorlar. Bu alışkanlık şimdiki kuşaklara da geçmiş.
Hijyene çok dikkat ediyorlar. Akif Sürekli bununla ilgili şu hikâyeyi anlattı: ”Sakarya Üniversitesinden Dr. Osman Kahyaoğlu bir gün yemeğe gelmiş, yemekten sonra müşteri tuvaleti dolu olunca personel tuvaletine girmiş. Çıkınca Akif Bey’e, ”Allah seni kahretmesin, biz çok pahalı diye bu sabunu ameliyathanede kullanmıyoruz, sen personel tuvaletine koymuşsun,” diye memnuniyetini belirtmiş. Var olan en kaliteli malzemeyi kullanmayı prensip haline getirmişler. Ayrıca ciddiyet, müşteriye saygı gibi temel işletmecilik kurallarına da uyulunca başarı 100 yıllık olmuş.
Akif Bey doğuştan lokantacı, 5 yaşında babasına yardım etmeye başlamış. Bir gün lokantada tabak toplarken, dış kapı aniden açılmış ve kapını kolu, zaten boyu o kadar olan küçük Akif’in burnuna çarpmış ve burnu kırılmış. Bu olayla gurur duyuyor. Ayrıca 18 yaşındayken babasından ayrı olarak Gölcük’te çok lüks bir lokanta açmış. Bunu İstanbul’da başka bir lokanta izlemiş. Bu arada ticaret hayatının bir çok dalına daha el atmış. Artık kendini yarı emekliye ayırmış, sadece butik inşaat işleri ve Dede yadigarı Köfteci Mustafa lokantası ile ilgileniyor.
Servis sabah 06.00’da çorba ile başlıyor, 21.00’de sona eriyor.
Adres:
Sakarya cad no: 12/A Adapazarı
Tel: 0 264 2779893