Hiç gazı alınmış kuru fasulye yediniz mi?…
Abdullah Hüsrev, 1928 yılında Çayeli’nde bir baraka dükkânı kiralayarak bakkal dükkânı açmış, burayı 1958 yılına kadar işletmiş. Oğlu Fahri Hüsrev 1954 yılından 1956 yılına kadar İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Gümüşsuyu’ndaki yemekhanesinde çalışmış. 1956 yılında vatani görevini yapmak için askere gitmiş. Vatani görevini tamamladıktan sonra memleketine dönmüş ve babasına ait olan bakkal dükkânının yarısını bölerek, omlet ve sütün servis edildiği “Temiz Süt Evi” adlı bir kahvaltı dükkânı haline getirmiş. İşler iyi gitmiş, iyi kâr edilir olmuş. Bakkal dükkânının diğer yarısı süt evi ile birleştirilerek “Temiz Köfte Salonu” açılmış. 1960 yılında, belediyeye ait olan baraka dükkân belediye tarafından yıkılmış ve Fahri Hüsrev bir yıl boş kalmış.
1961’de yeni Belediye Sarayı yapılmış. Belediye Sarayı’nın altındaki dükkân tamamen Fahri Hüsrev’e tahsis edilmiş. Fahri Hüsrev dükkânın dekorunu yeniden yaparak “Hüsrev Lokantası” adıyla hizmete açmış. O sıralarda yapmış olduğu bir seyahat sırasında Erzurum’un İspir ilçesinde şu anda kullanmakta oldukları kuru fasulye cinsini keşfetmiş ve öğrendikleriyle lokantasında kuru fasulye yapmaya başlamış. Fasulyeyi önceleri mangal üzerinde pişirirmiş. Fasulyenin yanında pilav, turşu, köfte derken, mönüdeki seçenekler çoğalmaya devam etmiş. “Hüsrev Lokantası” 1991 yılına kadar Çayeli Belediye Sarayının altında hizmet vermiş. Bu zaman zarfında Çayeli gibi küçük bir ilçede, başta Cumhurbaşkanlarımızdan Cevdet Sunay’a, 1980’lerde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e, Süleyman Demirel’e, Turgut Özal’a, tüm devlet büyükleri, yabancı ataşeler, büyükelçiler, tiyatro sanatçıları, gazeteciler, yabancı devlet cumhurbaşkanları ve başbakanlarına yemek verilmiş.
“Hüsrev Lokantası” bu arada yazılı ve görsel basında yer almaya başlamış. 1991 yılının Mayıs ayında Çayeli çıkışı, Hopa istikametindeki karayolu üzerine taşınmış ve hala orada hizmet vermeye devam ediyor.
Ailenin üçüncü kuşağı olan Abdullah Hüsrev 1967 doğumlu olup, çocukluğundan beri babası Fahri Hüsrev’in yanında yetişmiş. Mesleğe bulaşıkhaneden başlayarak her kademede çalışmış. 1999 yılında babasıyla ters düşmüş, büyük şehirde şube açma isteğiyle Ankara’ya gelmiş. 2000 yılının Mart ayında Ankara’nın Balgat semtinde ilk şubesini açmış. Bu şubenin Hüsrev Lokantası’nın Türkiye ve dünyada tanınmasında çok büyük katkısı olmuş. Abdullah Hüsrev Balgat’taki şube için babasına isim hakkı ödemiş.
Abdullah Bey 2003 yılının Ekim ayında İstanbul Gayrettepe şubesini, 2007 yılının Eylül ayında da Çapa şubesini açmış. Çayeli merkezde baba Fahri Hüsrev ve ortanca kardeş Selahattin Hüsrev; Ankara Balgat’taki şubede en küçük kardeş Muhammet Hüsrev bulunmakta. İstanbul Gayrettepe ve Çapa şubelerinde Abdullah Hüsrev’in bizzat kendisi bulunmakta.
Kullanmış olduğu malzemelerin kalitesi çok önemli olduğu için fasulyeyi Erzurum’un İspir ilçesinden; tereyağı, yoğurt ve fındığı Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinden; tel kadayıfı Giresun’un Bulancak ilçesinden; pirinci Edirne Uzunköprü Meriç’ten; dana etini Erzincan, Biga, Afyon yörelerinden alıyorlarmış. Temizlik ve hijyen birinci kuralları. En çok dikkat ettikleri tuvaletlerinin temiz olması. Ayrıca mekânların hepsi açık mutfak modelinde. Bu da Hüsrev’de temizliğe ne kadar güvenildiğinin göstergesi.
Hüsrev’in fasulyesinin bir diğer özelliği ise gazının alınmış olması. Gerçekten de gaz yapmıyor Hüsrev’in fasulyesi. Özel bir yöntemle fasulyenin gazı alınıyor. Hatta, fasulyelerin gazı alınırken gaz alarmı çalıyor, gaz detektörleri gazı kesiyormuş. Detektörleri bu yüzden iptal etmişler. Ayrıca Hüsrev’in, tarifi kendilerinde sır olan, sadece ailenin bildiği bir sosu mevcut.
Hüsrev’i bugün tüm dünya tanıyor. Abdullah Bey, Çağlayan’da ‘Medfûne’ ismiyle, Osmanlı mutfağından örnekler sunacağı yeni bir restaurant açmış, yurtdışında şube açma planları da var.
Adres:
Dedeman İş Merkezi
Yıldız Posta Cad. No: 48/1 Esentepe İstanbul
Tel: 0 212 3474210