“Allah seni patron etsin!”…
Arnavutluk’tan göç ederek İstanbul Beylerbeyi’ne yerleşen Halil Boyacıoğlu burada bakkallık yapmaya başlar. Kardeşleri ise lokantacıdır. Halil Bey’in oğlu Mehmet Recai Boyacıoğlu amca mesleğini seçer ve uzun yıllar Pandeli Lokantası’nda aşçılık yapar. Sonra Ankara’da lokantacılık yapan eniştesi Hüsamettin Bey’in çağrısı üzerine Ankara’ya taşınır ve eniştesinin lokantasında çalışmaya başlar. Ancak eniştesi ile anlaşamayınca oradan ayrılır ve kendine bir yer arar. Ulus Denizciler caddesindeki dükkanı “Adliyeye yakın, hakim ve savcılar müşterim olabilir’ düşüncesiyle kiralar ve 1956 yılında lokantasını açar. İstanbul kökenli olduğu ve dükkanın bulunduğu cadde Denizciler caddesi olduğu için lokantanın adını Boğaziçi Lokantası koyar. Gerçekten yemeklerinin lezzeti ve güler yüzü sayesinde bir yıl içinde müşteriyi toparlar.
Mehmet Recai Bey iyi bir aşçı olduğu kadar hayatı ve insanları da iyi tanıyan ve seven bir insanmış. Lokantacılıkta bazı ilkeleri kendine yol gösterici olarak seçmiş. Bu ilkelerden biri, ”fark yaratmak” olmuş. ”Lokantacılık sanattır” ve “güler yüz ibadettir” sözlerini ise çocuklarına ve personeline her gün tekrar etmiş. M. Recai Bey işinde o kadar ustaymış ki tencerenin kapağını açıp buharı koklayınca yemeğin tuzu, baharatı, kısaca neyi eksikse bilir ve ona göre eksiği yerine koyarmış. Mehmet Recai Bey teknolojiyi de takip edermiş. Örneğin bulaşık makinesi çıkar çıkmaz almış.
1991’de vefat eden Mehmet Recai Bey, oğlu Halil İbrahim Boyacıoğlu’nu küçüklükten mutfağa sokmuş ve iyi bir aşçı olarak yetiştirmiş. Boğaziçi Lokantası halen Halil İbrahim Usta’nın yönetiminde.
Boyacıoğlu ailesi yemekleri sevgi ile yaptığından lezzetli oluyormuş. İşlerini ve müşterilerini çok seviyorlar. Halil Bey’in oğlu Sefa Boyacıoğlu mekatronik mühendisliğinde okuyor ve mutfağa çok meraklı. İleride mesleğinin yanı sıra dükkanı da devam ettirmeye niyetli.
Boğaziçi Lokantası’nın tencere yemeklerinin yanı sıra zeytinyağlıları da çok meşhur. Hatta en iyi zeytinyağlı yemek yapan lokantalardan biri seçilmiş. Yandaki fotoda mevsiminde kabak çiçeği dolması görülebilir.
Günlük 50-60 çeşit yemek yapılıyor. Zeytinyağı Gemlik’ten geliyor. Ankara’ya ilk kez şeffaf mutfağı, yani mutfağın görünmesini sağlayan camekânlı sistemi Boğaziçi Lokantası getirmiş, bu da kendine güvenin önemli bir göstergesi.
Rahmetli Bülent Ecevit eşiyle her hafta Boğaziçi Lokantası’na gelirmiş. Şimdi Rahşan Hanım yalnız gelip Bülent Bey’le oturdukları masaya oturup yemeğini yer, hatta o masa dolu ise boşalmasını beklermiş. Mekanın birçok yabancı müşterisi var. Şu anki politikacıların bazıları öğrenciyken paraları yetmeyince Mehmet Recai Bey onlara veresiye yemek verirmiş. Şimdi buraya geldikçe Halil Bey’e bunu anlatırlarmış. M. Recai Bey kızdığı işçilerine “Allah seni patron etsin!” diye beddua edermiş.
Mekanın spesiyalleri Ankara tava, safranlı kuzu incik, sebzeli kuzu kapama, elbasan tava, kuşkonmaz kebabı. Lokantanın en eski personelleri 40 yıldır mutfakta olan Akif ve Nejat Usta ve yine 40 yıldır servise bakan Recep ve Mecit Beyler.
Boğaziçi Lokantası’nda servis sabah 6.30’da çorba ile başlıyor ve akşam 22.00’de kapanıyor. İkinci şubeleri 2006’da Gaziosmanpaşa’da açılmış.
Adres: Denizciler Cad. No: 1/A Ulus Ankara
Tel: 0 312 3118832
