marigoula polygyros
Marigoula'da sevgili ailem ve dostlarımız Athina ve Nico

Poligros’un merkezinde yer alan Marigoula, sürprizlerle dolu bir Yunan lokantası. Dışarıdan bakınca her şey sıradan görünüyor ancak içeri girince Şef Sophocles ile karşılaşıp yemeklerin kokusunu aldığınız an, gösteri başlıyor.

Yunanistan, mitolojisi, doğası,mutfağı, tarihi yerleri ve Türkiye’ye yakınlığı ile bayram kaçamağı için cazip bir yer. Taze ve leziz kalamarlarla uzo içmenin keyfi için bile tekrar gidilebilecek olan bu ülke, Marigoula sayesinde tekrar gidilmesi gereken bir yere dönüştü.

Sophocles’in lokantasına olan sevgisi ve mutfağa olan yeteneği, taze ve Yunanistan’ın her tarafından toplanmış en kaliteli malzemelerle birleşince gastronomiye sevgi duyan herkesin yaşaması gereken bir deneyim çıkmış ortaya. Bizim siparişlerimizi bizi oraya götüren dostlarımız verdi. Masadaki ekmeklerin, özellikle peynirli kuru domatesli ekmeğin lezzeti hala aklımda. Ekmeğe eşlikçi olarak kuru domates ezmesi, sarımsaklı tereyağı ve oldukça lezzetli bir zeytinyağı vardı. Oturduktan kısa bir süre sonra Sophocles masaya balık yumurtalı ton balıklı bir meze getirdi. Siyah, şık bir tabağa parlak sarı yumurtalarla renk katarak hazırlanmış sunum hepimizi mest etti, tadına baktıktan sonra ise önümüzdeki birkaç saat her biri akılda kalacak lezzetler tatmak üzere olduğumuzu anlamıştık.

marigoula selanik
Kızarmış peynirler

Arkasından hardal soslu istiridye ve leziz midyeler geldi. İkisinin de sadece sosları bile oldukça aromalı ve lezzetliydi, içlerindeki et kısmı sosla güzelce birleşmiş ve taze istiridye ve midyeler yenmek için harika hale gelmişti. Bu leziz deniz ürünlerinin etkisinden yeni çıkmaya başlamışken Sophocles elindeki sacta sıcak koyun peynirleri ile geldi, üstlerine limon sıkıp önce kokusunu almamızı istedi. Kokusu daha burnumuzdayken peynirden bir parça yedik ve masadaki herkes gülümsemeye başladı. Az önce yediğimiz peynirin büyüsünden çıkmamıza izin vermeden aynı peynirin soğuk hali geldi ve kısa bir süre herkes sadece peynirin kokusunun ve tadının deniz ürünleriyle nasıl bu kadar tamamlayıcı olabileceği üzerine düşündü. 

Mezelerle çoktan karnımız doymuşken köfteler geldi. Kalın ve aromalı, çok güzel pişmiş Yunan köfteleriydi bunlar. Arkasından sarımsaklı tereyağı ile pişmiş bir bonfile parçası sundu Sophocles. Azdan ortaya pişmişti, kalitesi yerindeydi, suyunu salmamıştı gibi gastronomik detayları geçip özetleyecek tek kelimeye geçiyorum. İnanılmazdı! Mezelerle çoktan doymuş olmamıza rağmen büyük bir keyifle ve iştahla yedik. Daha fazla yemek yiyecek yerimiz kalmamış olduğundan bahsederken Sophocles gülümseyerek geri geldi. Elinde daha fazla etle… Son getirdiği yemek olan tatlı Yunan şarabında pişmiş bonfile parçası, kişisel olarak favorim olmamakla birlikte kesinlikle denenmesi gereken farklı bir lezzetti.

Yemek bittiğinde yorgunduk. Hiçbirimizin yemek yemeyi düşünecek hali kalmamıştı. Sadece güzel müzik eşliğinde mutlu bir şekilde uzomuzun kalanını içiyorduk ki masaya tatlılar gelmeye başladı. Çikolataya tapan bir insan olarak karamelli küçük ganajlardan bir parça yiyip çekilmeyi planlarken kendimi üçüncü parçayla bakışırken yakaladım. Garajla beraber diğer favorim geldi, yani dondurma. Ufacık mutfaktan çıkan bu yoğurtlu dondurma ne tatlı ne ekşi, son derece dengeli bir son lokma idi.

Yemekler bittikten sonra gitmeye hazırlanırken masaya içki şişeleri geldi. Küçük kadehler ve bol buzla limonçello, tatlı beyaz şarap ve lavanta likörü içtik. Kendi yapımları olan bu içkilerin hepsi güzeldi ancak lavanta likörü bambaşka, hiç denemediğim tarzda bir lezzetti. Lavantayla tarçın tadı birleşmiş ve son derece aromatik bir likör çıkmıştı ortaya, harikaydı.

Lokanta Sophocles’in aslında pasta şefliği yapan ve Konya’dan gelmiş olan dedesi tarafından kurulmuş. Türkiye’de iken ailenin soyadı Yağcıoğlu imiş. Aile yemeğe ve pişirmeye gönül vermiş insanlardan oluşuyormuş ve Sophocles üçüncü jenerasyonmuş. Lokanta 1960’larda şu anki yerinin karşısındaki evdeymiş. Sonradan sokağın karşısına geçip burada bir pastane açmışlar ve dede yaşlanmaya başlayınca Sophocles devralmış. Annesi ve babası bu pastaneyi normal bir kafeye çevirmişler. Sophocles burada ailesine yardım ederken yemek yapmaya aşık olmuş. Bir süre ordu için yemek yapmış ve sonra dönüp kariyerinin yemek pişirmek üzere kurulu olmasını istediğine karar vermiş. 

Tarihi bilgileri de aldıktan sonra lokantadan son derece doymuş, yorgun ve mutlu bir şekilde çıktık. Marigoula’da yemek yemek bir sanat gösterisi izlemek gibiydi. En yakın zamanda tekrar gidip o güzel yemeklerden yiyip inanılmaz lavanta likörünü içmek için sabırsızlanıyorum. 

Adres: Konstantinoupoleos 7, Poligiros 631 00, Yunanistan

Tel: +30 2371 023171

www.marigoula.gr 

KaydetKaydet

KaydetKaydet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here