Güzel ülkemizin güzel şehirlerini görme ve gezme turumuzda bu defa sırada Bursa vardı. Bursa deyince önce akla hemen “Yeşil Bursa” deyimi gelir. Demek ki vaktiyle bu kadar yapılanma olmadan önce toprakları verimli, yeşilin her tonunu görebileceğimiz bir yermiş. Gerçi hala çevresindeki Mudanya, Tirilye ve diğer köy ve kasabalarda bu yeşilliği görmek mümkün.
Bursa deyince ikinci akla gelen de Osmanlı İmparatorluğu yerleşimi ve Osmanlı başkentliğini yapmış bir şehir. Özellikle erken Osmanlı eserleri çok var. Yine Bursa deyince akla gelen diğer şeyler yiyecekler: özellikle kestane şekeri ve iskender. Bu gezim sırasında bunlardan daha fazlası olduğunu öğrendim. Sabahları yenen tahinli çörek, pideye benzer “cantık” var. Bu ürün çok yayılamamış, yerel kalmış.
Onun dışında Bursa güneye giderken gelirken yanından geçtiğimiz bir şehir. Trafik kalabalığı ve yollarının dolambaçlı olması yüzünden hoşlanmadığım bir şehirdi. Okuyup, gidip görünce fikrim değişti. Yerleşim derli toplu, gezip görülecek yerler birbirine yakın. Alışveriş için bir sürü han var. Çok güzel dükkanlar var ama keşke hanlarda başka şeyler de satılsaydı. Daha çok işporta malı şeklinde ürün var. Aradan arayıp bulmak lazım. En çok Koza Han’ı beğendim. Girişi çok güzel, ortadaki alanı geniş. Keyifle çay, kahve içebilirsiniz. Tek tek bakarsan diğer hanlar da güzel, hepsi birbirinden farklı. Özellikle Fidan Han ortasındaki mescit çok güzel.
Ulu Cami Bursa’nın en ünlü eseri. İçinde çok güzel bir şadırvan var. Sanırım içinde şadırvan olan tek cami bu. Genel olarak taş işçiliği ile yapılmış eserler mevcut. Osmanlıdaki rum ustaların elinden çıkmış gibi görünüyorlar. Çünkü eski bizans eserlerine çok benziyor. Kiremit ve taş ile yapılmış. Bizans eserlerine çok ilgim olduğu için Bursa’da da bunların izini aradım.
Orhan Bey ve Osman Bey’in gömülü olduğu türbelerin olduğu bölgede büyük bir kilise ve şapel olduğunu, Orhan Bey’in kiliseye, Osman Bey’in şapele gömüldüğünü öğrendim. Şu an tabi şapel ve kilisenin sadece tabanları duruyor. Özellikle kilisede taban mozayikleri var. Duvarlar çeşitli afetler sonucu yıkılarak yeniden yapılmış. Kervansaray otelin hamamında eski yer mozaikleri olduğunu öğrendim ama otele girmedik.
İskender ve Uludağ Kebapçısı önünde çok kuyruk var. Bu kuyruk beni şaşırttı. Ama sadece orijinal şubelerde kuyruk var. AVM’lerdeki şubelerde kuyruk yok. İnsanlar, özellikle yerli ve yabancı turistler şubelerden çok eski yerlerinde yemeyi tercih ediyorlar. Biz bu defa Uludağ Kebapçısını tercih ettik. Harika bir döner yedik. Gerçekten orijinal şubede yemek daha bir keyifli, özellikle de ambiyansı yaşamak için. Abdal Fırını ve Taş Fırın çok güzel bir bölgede hizmet veriyor. Bunların da önlerinde kuyruk var. Sıcak sıcak simit alabilirsiniz. Etrafta çok güzel çay servisi yapılıyor. Tarihi cami ve türbesi ile ağaçlı bir bölge, otantik ve hoş.
Bursa halkı klasik Anadolu halkı gibi çok yardımsever. Yol tarifi için başvurduğumuz hatta başvurmadığımız herkes bize çok yardımcı oldu. Kestane şekeri olarak bir çok marka var. Yerel halka sorduk, bize Kestat kestane şekercisini önerdiler. Ve yine yerel halktan başka bir ayrıntı öğrendim: meğer kestane Aydın’dan geliyormuş. Bursa ipeği çok meşhur. Eşarp ve fular alışverişi yaptık, anı ve hediye aldık. Atatürk evi çok güzel düzenlenmiş, bahçesiyle güzel bir köşkte. Arkeoloji müzesi diğer birçok şehirdekinden daha küçük ve ama düzenli. Görmeye değer. Bursa Kent Müzesi çok güzel. Bursa tarihi ve geçmişten bu güne günlük yaşamı çok güzel özetlenmiş. Doyurucu ve keyifliydi. Burası mutlaka görülmeli. Zaman tüneli gibi. Yeliş Cami ve dünyanın 4 köprü üstü dükkanları formatından biri olan Irgandı Köprüsü diğer görülecek yerler.
Bıçak müzesi ilginçti. Dünyanın en eski bıçağı belki de Bursa’da çıkarılan M.Ö. 6000’lere dayanan Obsidyen’den (Volkan camı) yapılma bıçak burada sergileniyor.
Bursa’daki son akşam üzerini Cumalıkızık köyüne ayırdık. UNESCO tarafından da korunan bu köy 700 yıllık bir Osmanlı-Yörük köyü. Otantik evlerin hepsi otel veya restauranta dönüşmüş durumda. Taş sokaklarda yürümek, eski evlerin avlularında çay içmek çok keyifli oldu. Bursa’ya 15 km mesafede.
Tekrar Bursa’ya gitmek isterim. Lezzetleri açısından mutlaka giderim ve hanlara uğrarım ama çok hevesli olmam. 2-3 gün ayırarak Bursa’yı görmenizi öneririm.