aşçı bacaksız
Kadir Madenci

100 yıllık masada yemek yedim…

Yağcıoğlu Mustafa 1800’lü yılların sonunda Ermenilerin yaşadığı Meyhaneciler sokağında köfteci olarak lokantacılığa başlamış. Oğlu Ahmet Madenci 1881 yılında doğmuş. Dükkan aslında oğul Ahmet doğmadan açılmıştır ancak aile tarihinin kayıtlı ilk tarihi 1881 olduğu için dükkanın açılış tarihi de 1881 kabul edilir. Ahmet Madenci’nin boyu çok kısa olduğu için kendisine ‘Aşçı Bacaksız’ lakabı verilmiş ve bu lakap kuşaktan kuşağa devredilmiş.

Yağcıoğlu Mustafa, oğlu Ahmet askere gitmesin diye bedelli parası yatırdıysa da seferberlik ilan edilince Ahmet zorunlu askere alınmış. Dükkan bu arada 2-3 yıl kapalı kalmış. Yağcıoğlu Mustafa 1910 yılında vefat etmiş. Aynı yıl Ahmet Madenci, Saraçlar caddesindeki bir ara sokağa lokantayı yeniden açmış. 1938’de bu dükkan istimlak edilince emekli olmaya karar vermiş. Ancak sağdıcı Sabri Özsoy bugünkü dükkanı ondan habersiz almış ve emekli olmasına izin vermemiş. ”Bu işi evlatlarına aktarmalısın,” demiş. Ahmet Madenci 1948’de vefat edince 3 oğlundan ikisi -Mustafa ve Kadir- işi devam ettirmiş. Küçük oğul Nuri ise nalbant olmuş.

Mustafa Madenci 70’li yıllarda dükkândan ayrılmış ve düğünlere ve bazı lokantalara tatlı yaparak geçimini sağlamış. 1980’de vefat etmiş.

Kadir Madenci bir süre yalnız çalışmış. 1984’de oğlu Ahmet Madenci dükkânda işe başlamış. Kadir Madenci sert, nevi şahsına münhasır bir insanmış. Lokantaya selamsız girene, yağsız kebap isteyene, buçuklu kebap isteyene kebap vermezmiş. Herkese aynı şekilde servis yapar, kimseye ayrıcalık veya imtiyaz tanımazmış. Hatta bir gün Aydın’dan bir öğretmen gelmiş, selam vermeden içeri girmiş ve yağsız kebap istemiş. Kadir Usta:  ”Yağsız olarak bir ben kaldım, 40 senedir bu ocağın başındayım” demiş. Adama kebap vermemiş. Yıllar sonra aynı öğretmen dükkana yeniden gelmiş. Bu defa selam vermiş ve sipariş vermeden bir yere oturmuş. Kadir Usta ona yağsız kebap vermiş. Adam yıllar önce kendisine kebap vermediğini hatırlatınca, “Benim işime karışırsan, bir de selamsız girersen kebap vermem,” demiş.

Yağcıoğlu Mustafa’nın işe başladığı yıllarda kıyma makinesi olmadığı için eti satırla parçalarlarmış. Zamanla mönüye kuzu tandırı koymuş. Tandırı Anadolu’nun diğer yörelerinden farklı olarak yapıyor, kuzuyu kendi kesip parçaladıktan sonra tamamını kalaylı bakır tencerede kendi yağı ile 8-10 saat pişiriyormuş. Bu usul hala aynen devam ediyor. Kadir Usta 2007’de vefat edene kadar çalışmış. Dükkanı o yıldan beri oğlu Ahmet Madenci işletiyor. Beşinci kuşak Kadir ise bir taraftan üniversite sınavına hazırlanırken diğer taraftan dükkanda yetişiyor.

1910’da açılan dükkanda 3 masa varmış. Bu masalar 100 yıldır hala kullanılıyor. 1938’de taşındıkları dükkan ise 6 masalık. Bu dükkana geçilince 3 masa daha alınmış. Bu masalar da 1938’den beri kullanılıyor. Halen dükkanda kullanılan 6 masanın üçü 100, diğer üçü 72 yıllık. Sandalyeler 1967’de İstanbul’dan alınmış ve hala kullanılıyor, etiketleri bile üzerlerinde. Bir de sandalyeler masaya yan konuyor, bu da eski bir alışkanlık.

Tek ürün kebap. Bir de ekmek kadayıfı var. Yaz döneminde ise yöre sebzelerini kullanarak türlü yapıyorlar.

Servis saat 11.00’de başlıyor, 17.00’de bitiyor.

Adres:

Yeni Saraçlar Çarşısı No: 6 Afyon

Tel: 0 272 2152097

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here